Ada

sen benim yarım kalan yalnızlığımsın

saçlarında yaşadığım

suyuna bakıp durduğum

nefes nefese çıplak bir aşkın

o ilk küçücük beyazlığından

yüzüne yıkık geçip durduğumsun

 

bir ilk sözcük suskunu karşılaşmalarımız

karşımızdaki adaya bakakalmamız

sonra birbirimize bakakalmamız

ve artık bu kentte bu nehirlerle

başka türlü yaşanamayacağının farkında olmamız

ve nazlanmadan bir şarkıya başlamamız

“doğru yolda mıyız?”

 

ben her gece seni iniyorum kırmızı

tüylerin benimkiler kadar yakın, tanıdık

ayakbileklerinde günışığı

ne akşam lekeler onları

ne öksüz dar zamanlarımızın şamdanları

dilimde tuz adaları

ellerinden ayaklarından süzülüyor aşkım

su çıkardığım, tutunup çıktığım, dinlenekaldığım gözlerinde

akıyorum tereddütsüz kendime

 

sen, hayatımın beklenmedik yarığı

yepyeni, bitmemiş bir alfabenin duru seslerine pür dikkatiz

ellerimizden yetişiyor yepyeni çekincelerimiz

dik bir buzul üstünde artık aşkın büyüttüğü

iki çocuğuz ikimiz

Eylül 2013, İstanbul