Kurşuni

Günler çıkrık, biteviye

“Hani Tophane’de bir çocuk ağlıyor, anımsa”

Kanatsız, kuramsız bir hal ikimizde de

Bu sene kanamasız geçmiyor hiçbir gün
Baştan aşağıya giydiriyorum bir şeyi

Zambaklar kısalıyor ağzımda

Tüy gibi titrek ellerim giderek

On beş kelime diziyor hat beyi yüzüme

Sanrılarım çıkrık, biteviye

Dizlerime kadar mürekkep

Emanet bir bisiklet ellerimde

 

Metal çaprazlar ve sarı ışıklı camlardan kubbesiyle

Yokuşun sonunda yükseliyor kurşuni kilise

Önünde bir iki papaz durup sormakta:

-“Ne kaybettin?”

 

Elimde, dilimde saç telleri, alev alev

Her pazartesi ölü, solgun bir şamandıra

Kekremsi kış ortalarında

Şubat 2014